Gözlerini açtığında, güneşin ilk ışıkları yaprakların arasından süzülüp yüzüne vuruyor. Evinin duvarları ahşap değil — tamamen yaşayan bir ağacın gövdesi. Ahşap kokusu değil, taze yaprak ve çiçek kokusu yayılıyor etrafa.</p><p>Yatak odandan çıktığında, ince bir halat köprüsünden geçerek komşunun verandasına uğruyorsun. Aşağıya baktığında onlarca metre derinlikte, sisin içine gizlenmiş bir orman tabanı görüyorsun.</p><p>Kahvaltını, dallara asılmış küçük bir platformda yapıyorsun. Masanda ormandan toplanmış meyveler, ağaç kovuğunda saklanan bal ve yaprak çayından yapılmış sıcak içecek var.</p><p>Gün içinde, asma köprülerle birbirine bağlanmış farklı ağaç evlere gidiyorsun. Biri kütüphane, biri atölye, biri de yüksekten nehir manzarası sunan bir gözlem kulesi. Her yer kuş cıvıltısı ve yaprak hışırtısıyla dolu.</p><p>Gece olduğunda, köprüler fenerlerle aydınlanıyor. Gökyüzünde milyonlarca yıldız, altındaysa siyaha bürünmüş orman. Dalından hafifçe sallanan hamakta uzanıyorsun ve rüzgâr seni uykuya davet ediyor.

Hayal Postası
Bu yazar hakkında henüz bilgi bulunmuyor.