Uçağın motorları çalışıyor, pistte hızlanıyor, bir anda tekerlekler yerden kesiliyor. Kalbim de gökyüzüyle birlikte yükseliyor. Aşağıda şehirler minik birer oyuncak gibi, nehirler ve dağlar birer tablo gibi görünüyor.
Gün ışığında bulutların üstüne çıktığımda her şey büyülü: Güneş bana göz kırpıyor, rüzgar uçak kanatlarında dans ediyor. Gökyüzü, sanki sadece benin keşfedeceğin sonsuz bir okyanus.
Ben sadece Dünya üzerinde uçmuyorum; hayalimdeki uçak artık uzaya doğru yol alıyor. Dünya’nın mavi ve beyazını geride bırakıyor, yıldızların arasında süzülüyorum. Ay’ın yüzeyine yaklaşıyor, kırmızı Mars ben uzaktan selamlıyor. Her gezegen yeni bir macera, her yıldız bir rehber gibi.
Farklı şehirlerde ve kıtalarda uçağı indiriyorum:
Paris’te Eyfel Kulesi’ni havadan selamlıyorum.
New York’ta Özgürlük Heykeli ışıldıyor.
Tokyo’da neon ışıklar gökyüzüne kadar yükseliyor.
İstanbul’da Boğaz’ın üzerinden geçerken şehrin ışıkları altın gibi parlıyor.
Her inişte yolcular alkışlıyor; çünkü ben sadece bir pilot değil, insanların hayallerini de gökyüzüne taşıyan bir kahramanım.
Ve bir an duruyorum, kokpitte sessizliğe bakıyorum
– “Uçmak sadece gökyüzünde değil, hayallerde özgür olmaktır,” diyorum kendi kendime.
Benim uçak yolculuğum, sadece bir meslek değil; dünyayı, gökyüzünü ve uzayı keşfeden bir macera, sonsuz bir hayal…

Hayal Postası
Bu yazar hakkında henüz bilgi bulunmuyor.
