1. Bitkiler birbirini “kokuyla” uyarır
Bir bitki böcekler tarafından saldırıya uğradığında, uçucu organik bileşikler (VOC) adı verilen kokulu gazlar salgılar.
Yanındaki bitkiler bu gazları algılar ve hemen savunma enzimleri üretmeye başlar.
Örneğin: Akasya ağacı yaprakları yenmeye başladığında etilen gazı salar; bu gazı duyan diğer akasyalar da yapraklarını acılaştırır.
2. Kökler aracılığıyla haberleşme
Bitkiler sadece yapraklardan değil, toprak altından da iletişim kurar.
Köklerinden salgıladıkları kimyasallarla,
Hangi minerallerin yakınlarda olduğunu,
Hangi türlerin rakip ya da dost olduğunu,
Hangi bölgede su az olduğunu
birbirlerine iletirler.
3. Mantar ağları: “Bitki interneti”
Bilim insanları bu sisteme “Wood Wide Web” (Orman Ağı) diyor.
Mantar miselleri, bitkilerin köklerini birbirine bağlayarak besin ve bilgi transferi sağlar.
Örneğin: Bir ağaç susuz kaldığında, yanındaki ağaçlar bu ağ üzerinden ona su ve karbon gönderebilir!
4. Bitkiler böceklerle de iletişim kurar
Bazı bitkiler özellikle belirli arılara, kelebeklere ya da kuşlara hitap eden renk, koku ve nektar üretir.
Bu bir tür “çekici mesaj” gibidir:
“Gel, beni tozlaştır!”
Ayrıca bazı bitkiler, yapraklarını yiyen tırtılların ses titreşimlerini bile algılayabilir!
5. Elektriksel sinyaller
Bitkilerin hücre zarları boyunca elektriksel potansiyeller yayılır.
Bu sinyaller, bitkinin bir kısmı zarar gördüğünde diğer kısımlara “tehlike var!” mesajını iletir.
Bu mekanizma, Venüs sinekkapanı gibi etçil bitkilerde çok belirgindir.
Sonuç: Sessiz ama etkili bir dil
Bitkiler konuşmaz, ama
kokularla,
kimyasallarla,
elektrik sinyalleriyle
ve mantar ağlarıyla
sürekli bir bilgi alışverişi içindedir.
Onlar da doğanın sosyal canlılarıdır.

Hayal Postası
Bu yazar hakkında henüz bilgi bulunmuyor.
